bugün

entry'ler (4948)

ateistlerin kendinden çok emin konuşması

Ateistler, agnostikler, deistler sorgulayan bireylerdir. hiçbir konuda kesin yargıya varmazlar ve emin olmazlar. Ancak bir konudan eminler: O da Arap dininin temel argümanlarının yanlış ve temelsiz olması…

araplarla kürtlerin türkiye yi ele geçirme savaşı

yakın bir gelecekte yaşanabileceğini düşündüğüm çatışma ve savaş ortamıdır. türkiye'ye yerleştirilen suriyeli mültecilerle ülkede yerleşik bulunan ama entegre olamamış kürtler arasında bir çatışma ihtimali kesinlikle ciddiye alınmalıdır. çünkü her iki grup da entegrasyon karşıtı ve baskın karaktere sahiptir. hukuk, kural tanımazlar. aşiret, tarikat, cemaat, feodal düzen ekseninde yaşarlar. çok çocuk yaparak yaşadıkları yerleri ele geçirmek isterler. vergi vermezler. entegrasyon diye bir dertleri de yoktur. hatta aksine; gittikleri yerleri de kendi geldikleri yerlere benzetmeye çalışırlar.

birbirine benzeyen bu iki baskın ama ayrı kültürün çatışma ihtimali çok yüksek. hali hazırda uyuşturucu işleri, mafyatik ilişkiler, vergi kaçakçılığı, insan ve eşya kaçakçılığı gibi işlerde piyasa ya suriyelilerin ya da kürtlerin elinde. lakin "bir ipte iki cambaz oynamaz" sözünde olduğu gibi çatışmamaları imkansız. özellikle büyükşehirlerin banliyölerinde yaşam alanları da birbirine yakın bu iki grubun pastadan daha fazla pay alma isteği önce rant ve menfaat sonra da sokak çatışmalarını beraberinde getirecektir. karadeniz mafyası ve romanlar geçmişe oranla güç kaybetti ama arap ve kürt mafyası oldukça güçlü. güçlerini büyük oranda siyaseten kollanmalarından alıyorlar.

kürtçü hareket büyük oranda chp'yi ele geçirdi ve sol siyaseti tekeline aldı. Suriyeliler ve arapçı dinci hareket desen zaten akp'nin ümmet politikası nedeniyle koruma altındalar. türkiye cumhuriyetinde türkler çoktan denklemden çıktı. ülkede sadece arapların ve kürtlerin sözü geçiyor.

beyaz ve mavi yakalı türkler hayat koşuşturmacası içinde az kanaat yaşayıp vergilerle boğuşurken çok çocuklu ve şiddete meyilli araplar ve kürtler büyük bir hızla türkiye'yi ele geçiriyor. bu sokak savaşları korkarım ki yine en çok bizleri etkileyecek. çünkü ayrılıkçı kürtler sol siyaset ve chp tarafından kollanırken dinci araplar da ümmetçi dinci akp tarafından kollanıyor. sahipsiz kalan ve akp'nin de chp'nin de umrunda olmayan sadece biz Türkleriz.

tatlısu solcuları ve ümmetçi islamcılar kardeşlik, insanlık edebiyatı kasarken adamlar tüm türkiye'yi ele geçirip bizi yok etmenin derdinde. o nedenle cihangir solculuğu ve ümmetçilik bu ülkenin en büyük zehirleridir. kendi ideolojik masallarıyla toplumu uyutarak ülkenin arap kürt federasyonuna dönüşmesine zemin hazırlayan sapkın ve gayrımilli ideolojilerdir.

türklerin bir türlü arap dininden vazgeçememesi

Türklerin hem en büyük zaafı; hem de yozlaşmasının, yobazlaşmasının, araplaşmasının nedenidir.

Türkler Aslında çok dindar olmamalarına ve öyle aman aman müslüman olmamalarına rağmen (hatta gizli deist olmalarına rağmen) sırf cehennem korkusu nedeniyle Arap dininden vazgeçememektedir.

Bilinemezlik korkusu, ölüm korkusu, alışılmışlık duygusu da olmasa aslında çoğu kişi arap dininden çıkacak ama çıkamıyor. Oysa Türkleri ilgilendiren hiçbir durum yok arap dininde. Ayetlerle de apaçık bir şekilde arap kavmine hatta Mekke halkına ait olduğu anlaşılıyor.

"onu her türlü çelişkiden ve gerçeğe aykırı bütün unsurlardan uzak, dosdoğru arapça bir kur’an olarak indirdik; belki gittikleri yolun yanlışlığını anlayıp allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye."
- zümer 28.ayet

'onu, senin kalbine, korkutucu ve uyarıcılardan olman için cebrail apaçık bir dille arapça olarak indirmiştir."
- şuara 193.ayet

"onu (kur'an'ı) yabancı (arap olmayan) birine indirseydik de onu onlara okusalardı bir bahane bulurlar da yine iman etmezlerdi."
- şuara 198.ayet

"şehirlerin anası olan mekke halkı ile onun çevresindekileri uyarman ve geleceğinde şüphe bulunmayan toplanma gününün dehşetinden sakındırman için sana böylece arapça bir kur’an vahyediyoruz. o gün geldiğinde insanlardan bir kısmı cennette, bir kısmı ise çılgın alevler içinde, cehennemde yanar hâlde olacaktır."
- şû'ra 7.ayet

'bu (kur’an) mekke ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek kitaptır. âhirete inananlar, buna da inanırlar. umulur ki onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler."
- en'âm 92.ayet

'biz istisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra allah dilediğini sapkınlık içinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. bilesiniz ki allah güçlüdür, hikmet sahibidir."
- ibrahim 4.ayet

"o, doğrunun ve güzelin kıymetini bilen bir toplum için âyetleri arapça okunup rahatlıkla anlaşılan bir metin olarak iyice açıklanmış ve belli bir uygunluk içinde dizilmiş bir kitaptır."
- fussilet 3.ayet

"şayet biz onu "yabancı" dilde okunan bir kitap olarak indirseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: “âyetlerinin açık ve anlaşılır olması gerekmez miydi? bir arap’a yabancı dilden bir kitap, öyle mi!” sen de onlara de ki: “o, inananlar için bir rehber ve şifadır; inanmayanlara gelince onların kulaklarında elbette bir sağırlık vardır, kur’an onlara kapalıdır. (sanki) onlara uzaktan gelen sesler gibidir.”
- fussilet 44.ayet

'hiç şüphesiz biz o kitâbı, düşünüp anlamanız için size arapça bir kur’an olarak indirdik."
- yusuf 2.ayet

"şüphesiz biz onu, düşünüp anlayabilesiniz ve umulur ki gerekli dersleri alırsınız diye arapça bir kur’an olarak indirdik."
- zuhruf 3.ayet

"doğrusu ben hem bunları hem de atalarını yıllarca nimetler içinde yaşattım; sonunda onlara apaçık bir kur'an ve peygamber geldi."
- zuhruf 29.ayet

"oysa kur’an’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak mûsâ’-nın kitabı vardı. kur’an zulmeden ve inkâr edenleri uyarmak için iyi makbul işler yapanları da müjdelemek için arap lisanında indirilmiş, ondan önce indirilenleri doğrulayan bir kitaptır."
- ahkâf 12.ayet

'senin hakkında kâfirlerin:“ona kur’an’ı bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. kur’an’ı sana öğrettiğini iddia ettikleri kişinin dili yabancıdır, oysa bu (kur’an) açık seçik arapçadır."
- nah'l 103.ayet

'işte böylece biz, onu arapça bir kur'an olarak indirdik. onda tehdidlerden nice türlüsünü tek tek beyan ettik ki, belki sakınır ve takva yolunu tutarlar; yahut (kur'andaki) nasihatlerimiz ve tehditlerimiz onlara bir ibret ve uyanış verir.'
- tâhâ 113.ayet

"böylece biz kur’an’ı arapça dilinde nihâî bir hüküm ve hikmet kaynağı olarak indirdik. şâyet, sana ilim’den gelen bu kadar gerçekten sonra onların arzu ve isteklerine uyarsan, seni allah’ın azabından kurtaracak ne bir dost bulabilirsin, ne de bir koruyucu."
- ra'd 37.ayet”

Gördüğünüz gibi ayetler ortada. Konu tartışmaya açık bile değil. Türkleri ilgilendiren hiçbir durum yok. Arap dini araplarındır. Onları kapsamaktadır.

yetmez ama evetçilerin kemalist çık dışarı şarkısı

Yetmez ama evetçilerin akp'yi ve fethullah'ı yaladıkları zamana ait olan şarkıdır. Darbeci, vesayetçi diye saldırdıkları kemalistlere bir özür borçlular. Tarih kendilerinin yanıldığını gösterdi.

https://youtu.be/oThEwamOmg0

Özetle akla ziyan sözlere ve koreografiye sahip olan şarkıdır. Şarkı cihangir solcularının, yetmez ama evetçilerin tabela partisi olan yeşiller ve sol gelecek tarafından yapılmıştır.

islamiyetin sadece arap dini olması

Ayetlerle de ortada olan gerçektir. islam apaçık bir arap dinidir. Sadece arap kavmini bağlar. Ayetleri kendinize göre yorumlayamazsınız. Yazılan neyse odur.

Söz konusu ayetlerin konusu ve içeriği oldukça açıktır:

"onu her türlü çelişkiden ve gerçeğe aykırı bütün unsurlardan uzak, dosdoğru arapça bir kur’an olarak indirdik; belki gittikleri yolun yanlışlığını anlayıp allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye."
- zümer 28.ayet

"onu, senin kalbine, korkutucu ve uyarıcılardan olman için cebrail apaçık bir dille arapça olarak indirmiştir."
- şuara 193.ayet

"onu (kur'an'ı) yabancı (arap olmayan) birine indirseydik de onu onlara okusalardı bir bahane bulurlar da yine iman etmezlerdi."
- şuara 198.ayet

"şehirlerin anası olan mekke halkı ile onun çevresindekileri uyarman ve geleceğinde şüphe bulunmayan toplanma gününün dehşetinden sakındırman için sana böylece arapça bir kur’an vahyediyoruz. o gün geldiğinde insanlardan bir kısmı cennette, bir kısmı ise çılgın alevler içinde, cehennemde yanar hâlde olacaktır."
- şû'ra 7.ayet

"bu (kur’an) mekke ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek kitaptır. âhirete inananlar, buna da inanırlar. umulur ki onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler."
- en'âm 92.ayet

"biz istisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra allah dilediğini sapkınlık içinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. bilesiniz ki allah güçlüdür, hikmet sahibidir."
- ibrahim 4.ayet

"o, doğrunun ve güzelin kıymetini bilen bir toplum için âyetleri arapça okunup rahatlıkla anlaşılan bir metin olarak iyice açıklanmış ve belli bir uygunluk içinde dizilmiş bir kitaptır."
- fussilet 3.ayet

"şayet biz onu "yabancı" dilde okunan bir kitap olarak indirseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: “âyetlerinin açık ve anlaşılır olması gerekmez miydi? bir arap’a yabancı dilden bir kitap, öyle mi!” sen de onlara de ki: “o, inananlar için bir rehber ve şifadır; inanmayanlara gelince onların kulaklarında elbette bir sağırlık vardır, kur’an onlara kapalıdır. (sanki) onlara uzaktan gelen sesler gibidir.”
- fussilet 44.ayet

"hiç şüphesiz biz o kitâbı, düşünüp anlamanız için size arapça bir kur’an olarak indirdik."
- yusuf 2.ayet

"şüphesiz biz onu, düşünüp anlayabilesiniz ve umulur ki gerekli dersleri alırsınız diye arapça bir kur’an olarak indirdik."
- zuhruf 3.ayet

"doğrusu ben hem bunları hem de atalarını yıllarca nimetler içinde yaşattım; sonunda onlara apaçık bir kur'an ve peygamber geldi."
- zuhruf 29.ayet

"oysa kur’an’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak mûsâ’-nın kitabı vardı. kur’an zulmeden ve inkâr edenleri uyarmak için iyi makbul işler yapanları da müjdelemek için arap lisanında indirilmiş, ondan önce indirilenleri doğrulayan bir kitaptır."
- ahkâf 12.ayet

"senin hakkında kâfirlerin:“ona kur’an’ı bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. kur’an’ı sana öğrettiğini iddia ettikleri kişinin dili yabancıdır, oysa bu (kur’an) açık seçik arapçadır."
- nah'l 103.ayet

"işte böylece biz, onu arapça bir kur'an olarak indirdik. onda tehdidlerden nice türlüsünü tek tek beyan ettik ki, belki sakınır ve takva yolunu tutarlar; yahut (kur'andaki) nasihatlerimiz ve tehditlerimiz onlara bir ibret ve uyanış verir."
- tâhâ 113.ayet

"böylece biz kur’an’ı arapça dilinde nihâî bir hüküm ve hikmet kaynağı olarak indirdik. şâyet, sana ilim’den gelen bu kadar gerçekten sonra onların arzu ve isteklerine uyarsan, seni allah’ın azabından kurtaracak ne bir dost bulabilirsin, ne de bir koruyucu."
- ra'd 37.ayet”

rakılı mezar taşı

Muhtemelen tahtacılara, yörük Alevilere ait bir mezar taşıdır. Sadece mezar taşına resim çizmek değil aynı zamanda kişinin fani hayatında Sevdiği meyveleri, sebzeleri, içkileri mezara koymak da bir tahtacı Alevi geleneğidir. Bu nedenledir ki tahtacı köylerindeki mezarlıklarda mevsimine göre incir, portakal, elma, üzüm veya rakı, şarap gibi ürünler mezarların üzerini süsler.

rte üniversitesinde suriye milli marşı okunması

Halka depeden bakan, izrayil yanlısı, mason, monşer, ateyist, gafatasçı dürkçülerin zoruna giden eylemdir.

Hiç şüphesiz islam’a göre ümmet ve Arap; türk milletinden daha değerlidir. Çünkü dinin kurucusu araplardır. Kavmi Necip olan Araplar Türklerden üstündür. Rize bir kez daha ümmete arap’a sahip çıkmış; farkını ortaya koymuştur. Uyy Rizelu rizelu orada olsaydı muhtemelen sevinçten gözyaşları sel olur akardı. Devamında “Türk Arapsız yaşayamaz; kim ki yaşar der, delidir. Arabın Türk, hem sağ gözüdür, hem sağ elidir” mısralarını dillendirirdi. Tam da olması gereken gibi. Hazır böyle bir etkinlik düzenlenmişken belediye kanunuyla bir değişiklik daha yapılabilir; Rize’nin resmî dili Arapça yapılabilirdi. Çünkü bu, bölge ahalisi için bir gurur kaynağı olurdu.

Arbutus’un da dediği gibi Doğu Karadeniz başına ne geldiyse hak ediyor. Araplara villa açmak için kışın ortasında yakılan, öhöm yanan Doğu Karadeniz ormanları; beton sevici müteahhitler için peşkeş çekilen sit alanları ve ormanlar, Karadeniz sahil hattı ayağına açılan ama selden çöken müteahhit kazığı duble yollar, ağaçlar kesildikçe şiddetlenen sel ve toprak kaymaları ve zengin Araplarca talan edilen Doğu Karadeniz…

Sahi ne diyorduk? Kendi düşen ağlamaz. Şöyle ders niteliğinde güzel bir maniyle de sonlandıralım:

Laikçiler istemez arabı çünkü onların tek derdi içmektir şarabı…
Ahh ahh istemezükçü beyaz türkler, bunlar israil’den de daha beter
Milletin değerleriyle kavgalılar, Suriyeliye yan bakarlar, sürekli sayıklarlar orman da orman, yeşil de yeşil deyü deyü…
Maksat yeşil değüldür tabii yeter ki çalışmasın halkın imanlı müteahhitleri…
Onlara kalsa her yer orman olsun, icraat hiç olmasun…
Uyy Rize Rize… iyi ki zengin Arapların var yoksa durmaz bu sütü bozuklar…
Hazımsızlıkları ümmet ile Arap ile, lakin siz yine engel olamayacaksınız,
Yaylalardaki villalar dolacak yine Arap ile…
Uyy Rize Rize
Vayy Rize Rize
Vıyy Rize Rize
Şıhh Rize rize…

boğazlar özerk kürt yönetimi

Ukrayna Rusya savaşından bile kendisine fırsat çıkaran ve Türkiye’nin her yerini Kürdistan yapmak isteyen ağır kürtçü pakurd partisi genel başkanının açıklamasıdır.

https://www.youtube.com/watch?v=4Pm3rb-r_xY

Pakurd (partiye kurdistan) genel başkanı halil ibrahim baran; youtube’da gündemi değerlendirdiği ve yorumladığı programında ukrayna krizi ile boğazlar meselesinin gündeme geleceğini tahmin ettiğini, bunun Kürtler açısından büyük bir fırsat olduğunu, zira istanbul’da 5-6 milyon kürt'ün yaşadığını, uluslararası toplumun da desteği ile boğazların türklerin elinden alınabileceğini ve kürtlerin yönetimine verilebileceğini öngördüğünü ifade etmiş. Ayrıca kürt siyasetinin akıllı davranması gerektiğini, boğazlarda ve istanbul'da kurulabilecek bir özerk kürt yönetiminin, kürdistan halkının doğal bir hakkı olduğunu da sözlerine eklemiş.

Adamlar artık istanbul’u da Kürdistan sınırlarına dahil ediyorlar. Planlarını projelerini ona göre çiziyorlar. Amaç Bağımsız bir Kürt devleti kurmak falan değil Türkiye’nin her bölgesini sindire sindire ele geçirmek… Siz daha hala ayrılıkçı Türkler hareketine bağırın, Olayı PKK meselesine indirgeyin! Bakın elin oğlu neleri neleri planlayıp hiç aklınıza hayalinize gelmeyecek yerleri kendisine yamamaya çalışıyor…

sen istediğin kadar iyi niyetli ol; muhattabının niyeti tüm merayı sahiplenmek ve sana yaşam hakkı tanımamaksa o muhattabınla olan ilişkilerini gözden geçirmen gerekiyor.

islamiyet in arap dini olduğu gerçeği

islamcıların ve Tatlısu müslümanlarının karşı çıktığı ama önlerine reddedemeyecekleri ayetler geldiğinde hiçbir kelime edemedikleri savdır. Bu da savın doğruluğunu kanıtlamaktadır.

islamiyet in arap dini olduğu gerçeği

Ayetlerle de sabit olan durumdur. islamiyet’in sadece Arap kavmine ait bir din olduğunu daha başka nasıl açıklayabilirdi ki kur’an…

"onu her türlü çelişkiden ve gerçeğe aykırı bütün unsurlardan uzak, dosdoğru arapça bir kur’an olarak indirdik; belki gittikleri yolun yanlışlığını anlayıp allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye."
- zümer 28.ayet

'onu, senin kalbine, korkutucu ve uyarıcılardan olman için cebrail apaçık bir dille arapça olarak indirmiştir."
- şuara 193.ayet

"onu (kur'an'ı) yabancı (arap olmayan) birine indirseydik de onu onlara okusalardı bir bahane bulurlar da yine iman etmezlerdi."
- şuara 198.ayet

"şehirlerin anası olan mekke halkı ile onun çevresindekileri uyarman ve geleceğinde şüphe bulunmayan toplanma gününün dehşetinden sakındırman için sana böylece arapça bir kur’an vahyediyoruz. o gün geldiğinde insanlardan bir kısmı cennette, bir kısmı ise çılgın alevler içinde, cehennemde yanar hâlde olacaktır."
- şû'ra 7.ayet

'bu (kur’an) mekke ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek kitaptır. âhirete inananlar, buna da inanırlar. umulur ki onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler."
- en'âm 92.ayet

'biz istisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra allah dilediğini sapkınlık içinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. bilesiniz ki allah güçlüdür, hikmet sahibidir."
- ibrahim 4.ayet

"o, doğrunun ve güzelin kıymetini bilen bir toplum için âyetleri arapça okunup rahatlıkla anlaşılan bir metin olarak iyice açıklanmış ve belli bir uygunluk içinde dizilmiş bir kitaptır."
- fussilet 3.ayet

"şayet biz onu "yabancı" dilde okunan bir kitap olarak indirseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: “âyetlerinin açık ve anlaşılır olması gerekmez miydi? bir arap’a yabancı dilden bir kitap, öyle mi!” sen de onlara de ki: “o, inananlar için bir rehber ve şifadır; inanmayanlara gelince onların kulaklarında elbette bir sağırlık vardır, kur’an onlara kapalıdır. (sanki) onlara uzaktan gelen sesler gibidir.”
- fussilet 44.ayet

'hiç şüphesiz biz o kitâbı, düşünüp anlamanız için size arapça bir kur’an olarak indirdik."
- yusuf 2.ayet

"şüphesiz biz onu, düşünüp anlayabilesiniz ve umulur ki gerekli dersleri alırsınız diye arapça bir kur’an olarak indirdik."
- zuhruf 3.ayet

"doğrusu ben hem bunları hem de atalarını yıllarca nimetler içinde yaşattım; sonunda onlara apaçık bir kur'an ve peygamber geldi."
- zuhruf 29.ayet

"oysa kur’an’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak mûsâ’-nın kitabı vardı. kur’an zulmeden ve inkâr edenleri uyarmak için iyi makbul işler yapanları da müjdelemek için arap lisanında indirilmiş, ondan önce indirilenleri doğrulayan bir kitaptır."
- ahkâf 12.ayet

'senin hakkında kâfirlerin:“ona kur’an’ı bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. kur’an’ı sana öğrettiğini iddia ettikleri kişinin dili yabancıdır, oysa bu (kur’an) açık seçik arapçadır."
- nah'l 103.ayet

'işte böylece biz, onu arapça bir kur'an olarak indirdik. onda tehdidlerden nice türlüsünü tek tek beyan ettik ki, belki sakınır ve takva yolunu tutarlar; yahut (kur'andaki) nasihatlerimiz ve tehditlerimiz onlara bir ibret ve uyanış verir.'
- tâhâ 113.ayet

"böylece biz kur’an’ı arapça dilinde nihâî bir hüküm ve hikmet kaynağı olarak indirdik. şâyet, sana ilim’den gelen bu kadar gerçekten sonra onların arzu ve isteklerine uyarsan, seni allah’ın azabından kurtaracak ne bir dost bulabilirsin, ne de bir koruyucu."
- ra'd 37.ayet”

Ayetlerin hükümleri ve kapsamı gayet açık ve net! Hiç de öyle tartışmaya açık değil.

zafer partili yazarlar veri tabanı

Sözlüğe uzuuun bir aradan sonra geri döndüm. Beni de yazın o listeye!

Başkanlık seçiminde oyumu Mansur yavaş’a vermek istiyorum aday yapılırsa ama Meclis seçimlerinde barajı geçip geçmemesine bakmadan kesinlikle oyum Zafer partisinindir. Umrumda değil kim ne kadar oy vermiş, en azından vicdanım rahat olacak.

iyiliğin ve kötülüğün kaynağı olan tanrı

Tanrı iyi veya kötü değildir. Velasılı kelam tanrı nötr bile değildir. Bu düşüncelerin hepsi aslında Tanrı’yı kişiselleştiren, onu insan gibi tasarlayanların ürünüdür.

iyilik, kötülük, mutluluk, mutsuzluk gibi tüm insan kaynaklı duygu ve düşünceler tanrıyla alakasızdır ve ona atfedilemez. Tanrı varsa dahi tüm boyutlarda ve boyutlar üstü bir konumda olması beklenir. Dinlerin en büyük yanılgısı Tanrı’yı kişiselleştirmeleri ve ona insana ait özellikleri yahut kafalarında tasarladıkları özellikleri yüklemeleridir. insan aklı ve bilinci Tanrı’nın varlığını ya da yokluğunu bilimsel olarak kanıtlamak için yetersizdir. Çünkü Tanrı; akıl, mantık ve bilim üstü bir kavramdır. Tanrı düşüncesi için Bilim dışı da diyemeyiz elbette ama neticede bilim de bizim düşünce sistemlerimiz ve sayısal verilerimizle hareket ettiğinden çıkacak sonuç yine aklımızın ve bilincimizin sınırı ölçüsünde olacaktır.

Bu tartışma ve beyin fırtınası büyük patlamaya kadar gider. Bu işin sonu yoktur. Büyük patlama, maksatlı ve bilinçli bir üst aklın altın vuruşu sonucu gelişen olaylar bütünü müdür yoksa sebepsiz yere kendiliğinden başlayan ve sonrasında evreni sonsuz olasılığa bırakan bir denklem midir...

namibya

Alman etkisinin fazlaca görüldüğü Afrika ülkesi. Bu durum kent isimlerine kadar yansımıştır.

beyazıt devlet kütüphanesi

Avrupa’daki muadillerine yakın olan ender kütüphanelerimizdendir. istanbul’da yaşadığım dönemde görme engelliler için az kitap seslendirmişliğim yoktur o kütüphanede.

hdp binasını niye yaktın sorusuna alternatif cevap

Ben hdp binasını falan yakmadım komiserim. Hdp binasında kaçak elektrik kullanıyorlardı. Hep onlar mı beleş kullanacak biraz da ben beleş kullanayım deyip onların kaçak hattına kaçak hat çekiyordum. işte ne olduysa o anda oldu komiserim. Kablolar yandı tutuştu bir anda...

hilafet istiyorum diye karton tutan küçük kız

Allah’a dolaylı yoldan şirk koşmaktır. Allah’ın bile hususi dokunmadığı bir dünyada düzeni sağlasın diye bir faniden medet ummaktır.

sözlüğe foto atarak vücudunu pazarlamak

Gözünüzü seveyim şuraya vücudunuzu mu neyinizi atıyorsanız atın ama bari epilasyon yaptırın. Zira milletin midesini bulandırmaya hakkınız yok.

33 yaşında kız eli tutmamış erkek

Pardon ama her erkeğin Kız eli tutması gibi bir zorunluluk var da biz mi bilmiyoruz?

Kişi tutmak istemeyebilir, kadınlara ilgi duymayabilir belki de sadece bunu yapmak istemediği için yapmamıştır. Ne var yani bunda?

ayna programı sunucusu saim orhan ın akıbeti

Samanyolu tv’de ayna programını sunan bir Saim Orhan vardı sahi. Aksanlı ingilizcesiyle dünyayı dolaşır fethullah’ın okullarını tanıtırdı. Sonra gittiği yerlerde yöresel yemekleri tadar; iz it delişıss, iz it guuudd falan derdi. Sahi noldu o adama bilen var mı acaba, yoksa fetöden içeri girdi de haberimiz mi yok? Yemekleri tadıp beğenmediği halde hmm soo delişısss falan da derdi bir de. Ulan zambiya’nın Köyündeki adama bile fethullah’ı övdürtüyorlardı işin komik tarafı...

30 yaşında erkek 18 yaşında kız ilişkisi

Ha 17 ha 18. 18’i ideal gören yarın öbür gün 17’yi, 16’yı da ideal görür. Nereden baksan ahlaksızlık ve bir nevi çocuk istismarıdır. 16 yaş ile 18 yaş kızın zihniyeten ve biyolojik olarak farkı çok azdır. 23 falan sıkıntı değil ama 18 30 yaş aralığı çok fazla ve normal değil. 28 ve 40 bile hadi normal ama 18 30 yanlıştır.